بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٢٤

Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”

– Diyanet İşleri

إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ ١٢٥

“Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”

– Diyanet İşleri

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٢٦

“Öyle ise Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ١٢٧

“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”

– Diyanet İşleri

أَتَبْنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ ءَايَةً تَعْبَثُونَ ١٢٨

“Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?”

– Diyanet İşleri

وَتَتَّخِذُونَ مَصَانِعَ لَعَلَّكُمْ تَخْلُدُونَ ١٢٩

“İçlerinde ebedî yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

وَإِذَا بَطَشْتُم بَطَشْتُمْ جَبَّارِينَ ١٣٠

“Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız.”

– Diyanet İşleri

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٣١

“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”

– Diyanet İşleri

وَٱتَّقُواْ ٱلَّذِىٓ أَمَدَّكُم بِمَا تَعْلَمُونَ ١٣٢

(132-134) “Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının.”

– Diyanet İşleri

أَمَدَّكُم بِأَنْعَٰمٍ وَبَنِينَ ١٣٣

(132-134) “Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının.”

– Diyanet İşleri

وَجَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ١٣٤

(132-134) “Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının.”

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu